SAYFALAR

25 Ağustos 2015 Salı

Twitter ve İnstagramda Takip Etmeyenleri Görmek

     Twitter ve instagram hesaplarımızdan takip ettiğimiz kişiler bizi takipten bırakıyor fakat bazen bu durumun farkında bile olsak kimin olduğunu bulmak zor.Bu konuda yardımcı olması amacıyla twitter ve instagram için birer program paylaşacağım ve paylaştığım programlar sayesinde sizin takip ettiğiniz fakat sizi takip etmeyenleri görebileceksiniz.

TWİTTER İÇİN;

 Twitly adresine girerek twitter da sizin takip ettiğiniz fakat sizi takip etmeyen kişileri görebilirsiniz.Twitly uygulamasını kendimde kullanıyorum sizin adınıza herhangi bir tweet atmaz veya başka birini takip etmez.

INSTAGRAM İÇİN;

  Twitter için verdiğim linki kullanarak da takip etmeyenleri görebilirsiniz ya da İOS ve Android telefonlarda InstaFollow programını indirerek sizi takip etmeyenleri görebilirsiniz.

18 Ağustos 2015 Salı

SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI

      Bu yazımda toplumca yaşadığımız bir sorunla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.İnternetin bize yaptıkları ve internet bağımlılığı durumları!Bu duruma bir örnek vermem gerekirse,facebook haber kaynağımda gördüğüm bir video.Bir kadının,bir elinde telefon ve diğer eliyle de küçük çocuğunu tutmuş ve yürüyorlar.Kadın ekranda gördüğü şeylere mimikleriyle tepkiler veriyor ve tepki biraz daha artınca iki eliyle telefon kullanmaya yönelince çocuğun elini bırakıyor ve tehlike ortaya çıkıyor,video bu şekilde devam ediyor.Bu video kurgulanmış bir videoydu fakat gerçek hayatta da bu ve benzeri durumlarla karşılaşıyoruz.


   Günümüzde çok fazla sosyal medya var bunların başında facebook,twitter geliyor.Nerdeyse sosyal medya hesaplarının en az birinde üyeliğini olmayan kimse yok gibi.Kendimde bu sıkıntıları bazen yaşıyorum.Telefonu elime aldığımda twittera bak,birde facebooka bakayım,swarm,instagram,snapchat derken çok uzun süre gidiyor ve bazen bu kadar giden zamanın kısa özeti sadece zaman kaybı olabiliyor.Yaptığım hataların farkına vardım ve buralarda harcadığım zamanı nerdeyse en az seviye indirdim.

   Facebookta binlerce hesap görüyoruz,çok fazla sayıda bilgi yazıyor,bu yazıları inceliyoruz,irdeliyoruz.Duruma birde şu yönden baksak yolda yürürken tanımadığınız birisi size vesikalık fotoğrafını verse,adını-soyadını söylese,mezun olduğu okulu ve doğum tarihi gibi bilgileri size söylese bu konuda ne düşünürsünüz?  


   Şu zamanlarda gündemde olan bir uygulama periscope,canlı yayınla dünyanın her yerine ulaşmamızı sağlıyor fakat periscope gündemi takip edip,yayınlara göz attığımız da ise yararı olan yayınlar sadece %1'lik bir dilim kaplıyor durumda.

  Sosyal medya her zaman kötüdür diye bir durum yok yukarıda yazılanlar kötü yanlarının göstergesi.Örneğin periscopta tarihi yerlerde,yabancı ülkelerde yayın yaparak görmeyenlere görme imkanı sağlanabilir,twitter ve facebookta gündemde olan bir olayın daha hızlı yayılmasını sağlayabilir fakat asılsız haberleri saymazsak.Sosyal medyayı yararlı kullanırsak çok işe yarar.Zamanımızı daha düzenli ve güzel geçirebiliriz.Yararlı olması için internetteki zamanı blog okuyarak,haberleri takip ederek geçirmek daha yararlı olur diye düşünüyorum.

  Sosyal medya bağımlılığı konusunda benim düşüncelerim bunlar,benimle aynı düşüncede olanlar veya olmayanlar olabilir,sizlerde düşüncelerinizi yorum da belirterek katkıda bulunabilirsiniz.Sosyal medya bağımlılığı konusunda da bir videoyu sizinle paylaşmak istiyorum ;




10 Ağustos 2015 Pazartesi

KAN BAĞIŞI! CAN BAĞIŞI!

     Hiç acil kan bağışına  ihtiyaç duydunuz mu?Siz ya da ailenizden biri veya yakın bir komşunuz,arkadaşınız? Biz insanlar olarak biyolojik varlıklarız ve vücudumuz biz düzen içinde devam ediyor fakat bazen aksilikler olabiliyor.Bazı sorunlardan ilaçlarla kurtulabiliyoruz fakat bazı sorunlar çözümü için ilaçlar yeterli olmuyor.Bu sorunlardan biri bazıları da hastalık,kazalar sonucunda acil gereksinim duyulan kan ihtiyacı.İlk düşüncemiz "Kan acil değil,sürekli ihtiyaçtır."Kan üretilemeyen bir dokudur ve tek kaynağı sağlıklı kan bağışcılarıdır.


    

     Her yıl binlerce insan kaza ya da hastalık sonucunda kan bulamadığı için hayatını kaybediyor.Ülkemizde düzenli kan bağışcısı sayısı çok az.18 yaşına giren herkes,gönüllü kan bağışcısı olabilir.İlk kan bağışımı mayıs ayında gerçekleştirdim.Kan bağışımdan 1.5 ay gibi bir zaman sonra "Bağışladığınız kan ihtiyaç sahibine ulaşmıştır,3 kişiye hayat,doğaya ise 1 fidan armağan ettiniz" şeklinde mesaj geldi ve bu mesajı görünce mutlu oldum.Yaptığım bağış yerine ulaşmıştı ve birilerine yardımım dokunmuştu.


    Geçen günlerde tekrardan Kızılay'dan mesaj geldi ve kan bağışımın üzerinden 3 ay geçtiğini belirten mesaj geldi,en kısa sürede tekrardan kan bağışı yapacağım.Belki tüm dünyayı kurtamayız ama bir can kurtabiliriz.Önemli bir hastalığınız yoksa sizde gönüllü kan bağışcısı olunuz. http://www.kanver.org/ adresinden bağış noktaları veya aklınıza takılan konular hakkında bilgi alabilirsiniz.



    Çevrenizde ki insanları da kan vermeleri konusunda destek olmaları için bilgilendiriniz.Hayatta hiç bir zaman ne olacağı belli olmadığı için,acil kan ihtiyacı olan kişi biz ya da ailemizin bir bireyi olabilir.Kan vermek,kan hücrelerinin yenilenmesi sağladığı için yararları da çok fazladır.KAN VER! CAN VER!



5 Ağustos 2015 Çarşamba

Bisikletlerin Trafikle Mücadelesi

       Ülkemizde bisiklet kullanan insanların trafikte çok fazla sorun yaşadığı ortada.Hafta sonu arkadaşlarımızla çıktığımız bisiklet turundan sonra bu konuda düşüncelerimi paylaşmak istedim.Aşılması gereken ön görülerin başında bisikletler bir araç kabul edilmiyor ve emniyet şeridini veya yolun en sağını kullanmamıza rağmen araçlar tarafından tehlikeye atılıyoruz.Bu duruma etken olan nedenlerden biri de şehirlerimizde bulunmayan bisiklet yolları,bizi ana yollara çıkartmaya mecbur durumda bırakıyor.Haberler de sık sık bisiklet kazaları duyuyoruz.Trafikte normal şartlar altında bisikletliler ve motorlu taşıt sürücülerinin çok dikkatli olması gerekiyor fakat ülkemizde ise bisikletliler %90,motorlu taşıt sürücüleri %10 zorunda olmalı gibiymiş gibi bir durum var,bisikletliler trafikte resmen yok sayılıyor.


       Ortalama bir otomobil yaklaşık 2 ton ağırlığında fakat bisiklet ise nerdeyse 10 kg.Arada çok büyük bir fark var ve bir çarpma anında sonucun neler doğurabileceği %100 ortada gibi.Bu konuda Karayolları kanunun içinde resmi bir kanun olmaması da büyük bir eksiklik.Ülkemizde böyle eksiklikler varken,bazı Avrupa ülkelerinde bisikletle gidilen mesafe için ücret verildiğini biliyormuydunuz? Çevre konusunda da doğa dostu olan bir araçtır bisiklet! 


   Gürkan Genç,ismini daha önce duydunuz mu,bilmiyorum fakat kısa bir bilgi vermek istiyorum.Gürkan Genç ,2012 'de bisiklet ile başladığı dünya turunu 2019'da sonlandıracak.Her ne kadar zorluklar olsa da,bunların altından kalkarak 7 senede dünya turunu tamamlamak ve bisiklet konusunda farkındalık yaratmak. Daha detaylı bilgi almak için http://www.gurkangenc.com/tr adresini ziyaret edebilirsiniz.


   Bisiklet konusunda inşallah çözümler bulunur,bisiklet yolları yapılır,karayolları kanununda geçerli bir edinir.Bunlardan da öte motorlu taşıt sürücülerinden trafikte biraz daha hoşgörülü davranmalarını beklemek en doğal hakkımız diye düşünüyorum.Dünya,çevre kirliliği konusunda çok kötü durumlara gidiyor,araçlardan salınan egzoz dumanını biraz daha azaltarak çevre kirliliğin iyileşmesi konusunda bisiklet sürerek katkıda bulunabilirsiniz.Tek sürmek istemiyorum,gezmek istiyorum derseniz de,ilinizde bulunan bisiklet toplulukları grubuyla sosyal medya aracılığıyla iletişime geçerek,çözüm bulabilirsiniz.Herkese iyi sürüşler,her şey daha güzel olacak....



1 Ağustos 2015 Cumartesi

Umudunu Kaybetme

            

      Bu filmin bendeki yeri çok farklı,ne zaman hayattan bunalsam,umutsuzluğa düşsem bu filmi izlerim.Filmin konusu,insanın ümitsizliğe düştüğünde,nasıl zorluklarının altından kalkacağını ve yoluna devam edeceğinin çok iyi bir göstergesi.Filmde Chris Gardner rölüyle seyrettiğimiz Will Smith üstün bir performans gösteriyor.

    
   Filmin konusu 80'li yıllarda geçtiği için bu yıllara ait süprizlerle karşılaşmak mümkün.2006 yapımı bir film bile olsa üzerinden 9 sene geçmesine rağmen halen izlenebilecek bir film.Film sanılanın aksine kasvetli bir havaya bürünmüyor. Tam tersine içerisinde zamanlaması iyi ayarlanmış küçük esprilerde mevcut. Film gerçek bir hikayeye dayandığı için bazı kısımlarda insan kendi kendisine şu soruyu sormadan duramıyor : "acaba aynı durumda olsam ben ne yapabilirdim ?" Çaresizliğin ne demek olduğunu, kendimiz için çok basit bir ayrıntının bile başka bir insan için aslında ne kadar önemli olabileceğini görüyorsunuz.


      Hayatta hiç bir zaman zorluklar karşında pes etmeliyiz.Aşağıda filmin fragmanını paylaşıyorum.Kısaca oradan da fikir edinebilirsiniz.Filmin tamamını da izlemenizi tavsiye ediyorum.İyi seyirler.